Aracınız kaza yaptığı takdirde; karşı tarafın %100,%50, %75 kusurlu olduğu durumlarda;
Aracınız 2.el satışında bir zarar meydana geleceği muhakkaktır. Bu tip durumlarda araç kazası ile, ekonomik olarak 2.el satışında zarar meydana gelmekte olan aracınıza ilişkin değer kaybı tutarının karşı taraf trafik sigortasından tazminidir, değer kaybı. Aracınızın kazadan önce ve sonraki değerinde fark olmaktadır.
Bu değer kaybı tutarı; kusurlu olarak ; aracınıza çarpmış olan diğer aracın TRAFİK SİGORTASI ’ ndan tahsil edilmektedir. İş bu tahsille; bir sonraki dönem TARFİK yada KASKO bedelinizde herhangi bir artış meydana gelmeyecektir. Bu bedel zaten hali hazırda; karşı taraf (size çarpan aracın) trafik sigorta poliçe limitidir.
Araçta meydana gelen( satış anında ); ekonomik olarak düşüş bedelidir.
Zira; Araç ne kadar iyi onarılırsa onarılsın hasarsız emsallerinden düşük fiyata alıcı bulacaktır, cari değeri düşecektir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2015/18959 E. ve 2016/5661 K. sayılı, 09.05.2016 tarihli emsal bir kararında Değer kaybını “ Değer kaybı zararı, aracın olay tarihindeki hasar değeriyle hasarı giderildikten sonra ( tamir edilmiş hali ile) edeceği değer arasındaki farktan ibarettir.” şeklinde de tanımlamıştır.
Herkesin bilmediği husus; gözden kaçırdığı değer kaybı tazmin olgusu yeni bir dava türü değildir; ancak getirilen kolaylık şudur ki; SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU başvurusu ile 4 ay içinde sonuçlanmasıdır. Belittiğimiz Yargıtay kararları ışığı da değer kaybının alınabilmesine ilişkin uygun Yargıtay mevzuatıdır.
“ Değer kaybı zararı, aracın olay tarihindeki hasar değeriyle hasarı giderildikten sonra ( tamir edilmiş hali ile) edeceği değer arasındaki farktan ibarettir. Davacı taraf aracında davaya konu kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybının tespiti hususunda onarım faturasına, hasarlı kısımlara parça ve yapılan işçiliklere aracın modeline göre ayrıntılı gerekçeli denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir” denilmektedir.
Borçlar Kanunu’nun 50.maddesi, 2.fıkrasında yer alan hüküm doğrultusunda, yerleşmiş Yargıtay kararlarında değer kaybı hesabına yönelik olarak “aracın olay tarihindeki hasarsız emsali ile hasarlı ve onarılmış emsalinin piyasa rayiç değerlerine göre, araçtaki değer kaybı zararlarının belirlenmesi hususunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, tespit bilirkişi raporunun da belirlendiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi” içtihat olunmuştur.
” … tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” şeklinde karar verir iken;
“… davacıya ait aracın tamir süresince çalışamaması sebebiyle oluşan kazanç kaybı trafik sigortası teminatı dışında ise de, araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır…” hükmüne yer vermiştir.
Ülkemiz sigorta sektöründe yeni dönemde sıkça gündeme gelmekte olan ancak ve ancak; hep belirttiğimiz gibi; Sigorta Eksperleri Yönetmeliği ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk ( Trafik) Sigortası Genel Şartlarından alan Sigorta Eksperi vasıtası ile belirlemektedir. BU hususta yetkili eksperlerce yaptırılması oldukça önemlidir. Değer kaybı dosyalarında 2 yıllık zamanaşımı mevcuttur, günümüzden baz alırsak 2 yıl geçmişe dönerek değer kaybı hesaplaması yapabiliriz, geçmiş dönem filolara da değer kaybı hesaplaması yapabiliriz.
Türkiye sigorta sektöründe ise değer kaybı hesaplamaları yapılırken sektör düzenleyicisi olan Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanmış bir hesaplama formülü mevcuttur.
Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan ve 01.06.2015’ten itibaren uygulanan GENEL ŞARTLAR’DA Değer kaybının nasıl tespit edileceği hususunda düzenleme getirilmiştir. Genel Şartlarının C.12 maddesine göre; “ Bu Genel Şartlar 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girer.” ve C.11 maddesine göre, “ Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” demektedir.
Bu düzenleme ve bulunduğumuz tarihe göre bizim bütün değer kaybı tespit usulümüz de bu şartlarda 01.06.2015’te Genel Şartlar’da yayınlanan tekniğe göre yapılmaktadır.
Trafik kazasında hasarlanan aracınız da 2. El satışında oluşan değer kaybı bedelinden, karşı aracın sahibi, sürücüsü ve aracın trafik sigortası şirketi müştereken ve müteselsilen sorumludur. Limit dâhilinde sigorta şirketine müracaat etmek, hem süreci daha da hızlandırır hem de tahsil kabiliyeti açısından netice almayı kolaylaştırır. Tarafımızca yapılan başvurular, araçtaki hasarın niteliği ve kapsamına göre, trafik sigortası poliçesinin teminatında ve limiti dâhilinde ise sadece karşı aracın trafik sigorta şirketine yöneltilmekte olup, sürücü veya araç sahibine yönelik olarak hukuki süreci uzatacak ve sürüncemede bırakacak bir başvuru yapılmamaktadır.
Araç değer kaybı bedelinizi; davanın açılan yargılama merciinin hangisi olduğuna göre, sigorta POLİÇESİ limiti dâhilinde davadan önce veya dava sırasında uzlaşmanın olup olmamasına göre, ortalama olarak en kısa müracaat tarihinden itibaren 6-8 aylık bir süre zarfında değer kaybı ödemesi alabilirsiniz. Kaldı ki bu durum adli yargılama safhası düşünüldüğünde oldukça kısa bir süredir. (SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU başvurularında ).
Dosyanızın hangi safhada olduğunu, bize müracaat ederek veya tarafınıza vereceğimiz dosya numarası ile web üzerinden her zaman öğrenebilirsiniz.
Değer kaybı bedelini hesaplarken, aracın markası, modeli, yaşı, geçmiş dönem hasar kayıtları önem arz etmektedir.
Daha önceki aşamalarda belirtmiş olduğumuz sürece, değer kaybı bedelinizi belirttiğimiz hususlarda, karayolları trafik kanunu ve Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen formüle ile; yetkili eksperler tarafından yapılmaktadır iş bu hesaplama için; tarafımıza telefonla yada maille ulaşbilirsiniz.
En doğru ve adil uygulama, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, sadece bir formüle bağlı kalmayıp, her aracın kendi somut durumu nezdinde reel piyasa değer kaybını gerçekçi olarak tespit edebilmektir.